Duyulmayan çığlık: KİLİSE

Çepni Kasabasının
KİLİSE MACERASI

Kasabamızla ilgili her konuda çok şeyler söylendi, söyledik. Yazıldı yazdık…
Süreç kapandı mı?
Hayır.
Söylemeye ve yazmaya; Çepni’yi düşünmeye devam edeceğiz…
Burada, bu sürecte herhengi bir şekilde yer almak isteyen dostlara ve Çepnili hemşerilerimize yararı olur düşüncesiyle, bazı yaşanmışları tekrar hatırlatmak istiyoruz.
Buna neden gerek duyduk dersenz, genelde toplumsal hafızamızın zayıflığı yanısıra birde bunun üzerine ülkemizin içinde bulunduğu koşulların veya siyasi havanın gereği değişen gündem eklenince, bizlerde gündemimizi bunlara ayırmak zorunda kalıyoruz ve bazı önemli şeyleri unutuyoruz. Elbette gündemde olan olay ve gelişmeleri de tartışmak, insanlarla paylaşmak bir yurttaşlık görevidir, fakat, evdeki bulguruda unutmamalıyız diye düşünüyoruz.

Geçmişe yolculuk. Yıl 1995

1995 yılı, hem Wuppertaldeki Çepni ve Çevresi Yardımlaşma Derneğimiz (ÇÇYD) hemde kasabamız için çok önemlidir.
1994 derneğimizin ikinci kuruluşunun onuncu yılıdır. Bundan dolayı derneğimiz eylem ve söylemlerini yeniden değerlendirme ve planlama gereğini duyup, hem kendi sorunlarını çözmek (yeni dernek binası alma gibi) buna paralel kasabamıza yönelikte sosyal çalışmalara işlerlik kazandırmak için, 1995 yılını yeni projelerle eyleme geçme yılı olarak belirlemiştir.

(Derneğimiz yeni dernek binası alma işlemlerini 1995’de dahada hızlandırmış, yeni durum gereği tüzük değişim sürecini başlatmıştır. Bu konu üzerinde burada durmayacağız. Bu ayrıca kayda geçirilmesi gereken; önemli gelişmelerin, görüşmelerin ve hatta sürtüşmelerin olduğu bir süreçtir ve de önemlidir.Dolayısıyle bunun üzerinde ilerde duracağız.)

Öneriler Raporu

1995 eylem yılı projesi çerçevesinde Wuppertal Çepni ve Çevresi Yardımlaşma Derneğimiz kendisini ilgilendiren bu çalışmalarına paralel olarak kasabamızla ilgilide neler yapılabilir, biz ne yapabiliriz, bunu tartışmış ve çıkan sonuçları bir rapor haline getirmiştir. Kasabamızla ilgili hazırlanan bu rapor, 02.03.1995 tarihinde yalnız Belediye Başkanlığına değil başlıkta yazılan her kuruma ayrı ayrı gönderilmiştir. Bu çalışmaların birinci derecede mutabı Belediye başkanlığı olmasından dolayı; karar kurumunu, yani, encümen ağzalarını daha iyi bilgilendirmek için onların şahsına gönderilmiştir. (Rapor gönderilen encümen ağzaları: Gürsel Erdal, Refik Aydın, Halil Özdemir, Ali Özden, Cemal Aykaç, Emin Taşçı, Alim Erdal, Ferit Taştan, Vedat Yüksel)

 

Görüldüğü gibi üzerinde durduğumuz konular büyük projeler, yatırımlar değil, ancak, kasabamızın insanlar için bir cazibe merkezi olma özelliğini güçlendirecek, ilgisini çekecek küçük adımlardır. Rapora, Wuppertal ÇÇY. Derneğimizin belediyemizle beraber yürütebileceği, gerçekleştirebileceği eylemler, çalışmalar paketide diyebiliriz.

Esas olarak üzerinde durduğumuz konu başlıkları:

  1. İlkokul ve Ortaokul merkezi ısıtma sistemi

  2. Kilisenin kullanımı

  3. Ağaçlandırma

  4. Vakıf

  5. Köy arazileri (tarla v.s.) ve meralar,

    Çepni ve Çevresi Yardımlaşma Derneği (ÇÇYD)

Sonuç:

Bu rapora ne yazık ki Çepni Belediye Başkanlığı’nın dışında kurumsal veya breysel anlamda bir tepki gelmemiştir.

Belediyemiz bu raporu gerekli kurullarında, encümen ağzaları gibi, değerlendirmişler, konuşmuşlar (Belediye başkanının bu gibi toplumun bütününü ilgilendiren konularda encümenlerinde ortak kararı doğrultusunda hareket etmesi gerektiği varsayımından böyle düşünüyoruz ) ve sonucu resmi yazı ile Wuppertal Dernek yönetimine bildirmişlerdir.

Belediye Başkanlığının yanıtı:

(Daha iyi okunması için tekrarlıyalım:)

” Sayın Başkan ve Üyeleri Dikkatine”

Sorunlarımız konularına değindiğiniz uyarı ve tehdit olarak kabul ettiğimiz 2.03.1995 tarihli yazınızı okudum. İlgili anlayışınıza teşekkür ederim.

Belediyemize herhangi bir konuda yardımlarınızı beklemiyorum.21.02.1995 tarihli ağaçlandırma ile ilgili istenilen bilgi konusundaki faksıda iptal ediyor

Sizlerden talep ve istekte bulunan kurumlarla diyalog, iletişim ve haberleşme kurmanız rica olur.

Timur Aydoğan

Çepni Belediye Başkanı

Evet, okuyan her sağlıklı insan şaşırmıştır sanıyoruz.

Çünkü bizde şaşırdık.

Yurt dışındaki Çepnililerin hemen hepsini temsil eden Wuppertal Derneğinin kasabası için düşündüğü projeler konusunda Belediye Başkanının, Çepni adına vermiş olduğu bu cevabı şaşırtıcıydı.

Bu cevabın ne anlama geldiğini, bunun kasabamız için bir skandal olduğunu biliyorduk. Hele hele Sayın Başkanında kasabayla ilgili her yatırımda yardım için kapısını çaldığı Çepni ve Çevresi Yardımlaşma Derneğine bu cevabı vermesi, kendisi ve başkanlığı açısından çok düşündürücüydü. Kasabası için her türlü maddi ve manevi desteği esirgemeyen yurt dışı Çepnililer, bunu haketmiyordu ve de etmemişti.

Bu cevap bizi, düşüncelerimizi etkiledi mi?

Hayır. Belediye başkanları hep kendilerinin ebedi olduklarını sanırlar oysaki ebedi olan halktır, onlar gidicidir.

Bunu bildiğimiz için mecbur olmadıkca, mevcut belediye başkanlığı ile bu konularda muatab olmamaya dikkat edecektik.

Ve öyle yaptık.

Öncelik ve önemine istinaden ”İlkokul ve Ortaokul merkezi Isıtma Sistemi’‘ ve ”Kilisenin Kullanımı” projesini gündeme alıp çalışmalarımıza başladık.

(Okullarımızın ısıtma sistemi projesi, Wuppertal Derneğimizin öncülüğünde; yurt dışındaki ve Çepni’deki vatandaşlarımızın katkılarıyla ve başarıyla tamamlanmıştır. Bu proje nin gerçekleştirilme süreci konusunda da, ayrı bir başlık olarak bilgilendirme yapacağız.)

Kilise ile ilgili çalışmalar ve neden kilise ?

Kısa ve öz olarak şunu diyebiliriz: ” Kilise demek Çepni demektir’‘.

”Kasabamızın Tarihi” olgusunun iki ayağı var; kilise ve cami.

Düşünelim, Çepni’yi geçmişe bağlayan bu iki eser dışında başka ne var?

Bundan dolayı, kilise ve caminin bir bina, ibadethane olmaktan öte, kimliksel anlam ve değeri vardır. Çepninin çevresindeki ayrıcalıklı konumunu belirleyen etken, işte bu iki ayrı olgunun birbiriyle, diğerlerinide (farklı etnik ve inanç grubları) içine alarak harmanlayabilmesi ve kendine münhasır yeni; çevresine benzemeyen bir yaşam şekli, kültürü oluşturmasıdır.

‘Çepniliyim” demenin anlamı, bir beldeye ait olmaktan öte; aydın, çağdaş, dayanışmacı kimliğini içeriyor ve bu çağrışımı yapıyorsa, bunun nedeni, bu kurumların tarihsel süreç içerisindeki sosyolojk etkileridir.

……..

Günümüzde cami kendi cemaatince korunmaktadır. Fakat kilise böyle değil. Yıkılmamak için; tarihin derinliklerinde kaybolmamak için direnmektedir.

Bütün bunlardan dolayıdır ki, bugün bu eserlere sahip çıkmalıyız ve korumalıyız.

Çepnili olarak bu çığlığı duymak ve gerekeni yapmak toplumsal, tarihsel bir sorumluluktur.

Bizi kilise konusunda duyarlı kılan ve birşeyler yapmaya zorlayanda işte bu toplumsal ve tarihi sorumluluktur

Kilise – Müze Projesi için neler yapıldı ?

Wuppertal Çepni ve Çevresi Yardımlaşma Derneğimizin 02.03.1995 raporuna, Kasabamız Belediyesinin olumsuz cevabından sonra dediğimiz gibi bu işleri kendi insiyatifimizde yürütecektik.

Mesele basit bir yazışma, konuşma olmayıp, tarihi derinlikleri olan, hassas ve her türlü spekülasyona açık bir konu olduğundan; oldukça dikkatli olmak gerekiyordu. Bu hassasiyetlerden dolayı, tecrübe ve bilgisinden devamlı yararlandığımız Sayın Osman Ünsal ile düşüncelerimizi paylaştık ve ortak çalışma isteğimizi söyledik. O da, yapmak istediklerimizi taktirle karşılayarak beraber çalışma talebimizi kabul etti. Bunun üzerine bir çalışma planı hazırladık.

Yaptığımız çalışma planına göre:

  1. Kilisenin statüsü belirlenecek.

  2. Restore işlerinin prosüdürü öğrenilecek.

  3. Müze olarak kullanılmasının olabilirliliği araştırılacak.

    Bu üç nokta Türkiye resmi kurumlarıyla yapılacak çalışmalar sonucu tesbit edilecekti.

    Bir diğer konu ise projenin finans kaynaği idi.

Kilisenin bugünkü konumdan istediğimiz düzeye getirilebilmesi için olmazsa olmaz ilk adım gerekli olan parasal kaynağın birşekilde bulunması ve garantiye alınmasıydı.

İlk planda bu kaynak ya devletin ilgili kurumlarınca, ya da belediyemiz tarafından karşılanacaktı. Ama biz, ne devletin ne de belediyenin böyle bir katkıda bulunacağından emindik, hatta katkıda bulunmazlar düşüncesi hakimdi.

Bu durum, parasal kaynak sağlamak için başka olanaklar bulmamızı gerekli kılıyordu.

Bunuda biz yapacaktık.

Başarırsak ne devlet , ne de belediye kasasından proje için para çıkmayacaktı.

Sonuçta yapacağımız, yurt dışında ve içinde, bize kaynak sağlayabilecek özel veya resmi kurumlarla, vakıflarla bağlantı kurmak, onlara projemizi tanıtmak ve destek talep etmekti.

Ve bütün bu çalışmaların Türkiye ayağını Wuppertal Çepni ve Çevresi Yardımlaşma Derneği, yurt dışı ayağını ise Osman Ünsal yapacaktı.

Kilisenin Müze olarak kasabamıza kazandırılmasının genel çerçevesi buydu.

Eylem…!

Ve Osman Ünsal Türkiye’ye gitti. Orada ilk resmi girişimleri başlattı. Kilisenin Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca tescil edildiği bilgisi üzerine, o kurumda çalışmış olan öğretmen ve eski belediye başkanlarımızdan sayın Sadık Yücel’le Kayseriye giderek ilk adım için gerekli evrakları, bilgileri aldılar

Kayserideki bu görüşmelerle ilgili Sayın Osman Ünsal’ın mektubu.

Kilisenin tescil edilmesine dair belge.

Osman Ünsal ve Sadık Yücel öğretmenlerimiz çok güzel iş yapmışlardı. Çok önemli sorular cevabını bulmuştu.

Belgelerde anlaşıldığı gibi kilise:

  1. Kayseri K.T.V.K. Kurulu Müdürlüğü tarafından 20.10.1990 tarihinde tescil edilmişti.

  2. Kilise konusunda muatab belediye değildi.

  3. Kilisenin arazisi çevredeki yerleşiklerce işgal edilmişti.

(Yine ilginç olan tutanaklarda Çepni Belediye Başkanının veya bir yetkilinin toplantıda bulunmaması ve imzasının olmayışı. )

Kayseri – Ankara Yazışmaları:

Bu bilgi ve belgeler doğrultusunda Wuppertal ÇÇYD olarak Kaysei ve Ankara’ya aşağıda ki yazıyı gönderdik.

Yazımıza karşı Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan aldığımız yanıt:

Kayseriden gelen bu yanıt üzerine, aynı içerikli yazıyı Kültür Bakanlığı, Müzeler Genel Müdürlüğüne gönderdik, fakat Ankara’dan herhengi bir yanıt gelmedi.

Ermeni Patrikhanesi ile Yazışma:

Ankara ve Kayseri’nin yanısıra, İstanbul’daki Ermeni Patrikhanesiyle de işbirliğini başlatmak için bir rapor hazırladık. Çepni tarihi, sosyal yaşamı ve yapısı, kilisenin bizler için tarihsel ve kültürel anlamı, neden burayı ” müze” olarak insanlara, kamuoyuna sunmak istediğimizi anlatan ve fotoğraflarla da detaylandırılan dosyamızı patrikhaneye gönderdik.

Patrikhanenin bize göndermiş olduğu yanıt:

Ermeni Patrikhanesinden gelen yukardaki yanıt üzerine iki telefon görüşmemiz daha oldu. Sonuçta bizlere, taleplerimiz doğrultusunda yardımcı olabilmek için çaba harcıyacaklarını ifade ettiler. Bu gelişme bizler için çok önemliydi.

İstanbul ile yapılan bu görüşme ve yazışmalara paralel, Sayın Osman Ünsal, Avrupa ve ABD’deki Ermeni Vakıf ve benzeri kuruluşlarla kontağa geçip, amacımız doğrultusunda onların bizlere ne katkıları olabilir bunu araştırıyordu.

Ankaradan hala bir cevap gelmemişti. Bunun üzerine ikinci bir yazı yazmak gereğini duyduk.

Ankara’ya ikinci yazı:

Bu yazımıza cevap olarak Müzeler Genel Müdürlüğü bizlere, bu ve benzeri tarihi eserlerle ilgili ”T.C. Kültür Bakanlığı, Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu (Ankara) nın almış olduğu ”Röleve- Restitüsyon- Restorasyon Proje Hazırlama Esasları” kararlarını gönderdi.

Gönderilen yukardaki kararların, hem mekan, hemde proje olarak amaçlarımızla tamamen örtüşmesi bizler için büyük bir şanstı.

Bu, bakanlığın gerekli altyapı işlemlerini tamamlarsak projemize onay verecekleri anlamına geliyordu.

Ve haziran ayı geldi, izine Çepni’ye gittik. Yazışmaların ışığında olayın ikinci aşamasını başlatmamız gerekiyordu.

Sayın Osman Ünsal’da Çepni’ye geldi.

Durum değerlendirildi ve kasabamızda eyleme geçmeden önce tekrar Kayseri’ye ” Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğüne” gidip, daha detaylı görüşme yapalım; genel olarak bir yol haritası çıkaralım dendi.

Sayın Osman Ünsal, Sadık Yücel, Sami Güler ve Emsalettin Temel olarak Kayseri’ye gidildi.

Kayseri’de iki görüşme yapıldı.

Birincisi, Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü ile. Bu görüşmede, yapılan yazışmalar, düşünceler; Sayın Osman Ünsal’ın ilk ziyaretindeki görüşmeleri de kapsayacak şekilde tekrar değerlendirildi. Sonuç olarak yetkililer bize; Kültür Bakanlığının göndermiş olduğu, yapılması gerekli işlemlerin hazırlanması, plan-proje çizimi, rapor hazırlanması v.s. ne gerekiyorsa ellerinden gelen yardımı yapacaklarını belirttiler.

Amacımız, projenin resmi tarafını azda olsa sorun çıkmayacak şekilde garantiye almaktı ki bu kanımızca sağlanmıştı.

İkinci görüşmemiz ”Kayseri Surp Krikor Lusavoriç Ermani Kilisesi” ile oldu. Beraber oraya gittik. Bu kilisenin özel bir önemi vardı. 1100 yıllarında yapılan bu Ermeni Kilisesi hiç kapatılmadan günümüze kadar ibadete açık kalan badir kiliselerden biriydi. Buradaki ilgililerede projemizi anlatmak ve onların bizlere nasıl yardımcı olabileceklerini öğrenmek istiyorduk. Kilisenin her tarafı inşaat halindeydi. Yetkili restore edildiğini, dolayısıyle bitinceye kadar ibadete kapalı olduğunu söyledi.

Oturduk; neden geldiğimizi, İstanbul ile diyaloğumuzu v.s. anlattık. Bizi dinleyen yetkili bizleri taktir ettikten sonra konuyu konuşacaklarını ve hertürlü maddi ve manevi yardımı yapacaklarını, bundan emin olmamızı ifade ettiler. Hatta, kendi restore işlerinin finansmanının da, önceleri Gemerek’ten İstanbul’a göçmüş bir Ermeni vatandaşımız tarafından karşılandığını söylediler. İlginç tarafı, bu vatandaşımız isminin kesinlikle açıklanmaması şartıyla bu restore işlerini karşılıyordu.

Projenin birinci aşamasının sonucu:

Kasabamız; Çepni Belediye Başkanlığı dışında ki ilk aşama, yani resmi eyleme geçmenin ”ALT YAPISINI HAZIRLIK ÇALIŞMALARI”genelde başarı ve umutla tamamlanmıştı. Bundan sonrası, beirli resmi prosüdürlerin ”resmi yazışma ve muatab makamı olma” çerçevesinde yürütülmesi gereken işlerdi; bu makam ise Çepni Belediye Başkanlığıydı.

…………

Çepni Sohbet ve Bilgilendirme Toplantısı.

Tarih: 31.07.1995

Meselenin en zor kısmına gelinmişti. Zira, Belediye Başkanlığının, veya Başkanının tutumu; derneğin göndermiş olduğu rapora karşı verilen 08.03.1995 tarihli yazıyla belirtilmişti.

Ama ifade ettiğimiz gibi, bu projenin gerçekleşmesi için bazı şeyleri göz ardı etmek gerekiyordu. Sonuçta, meselenin aksamaması için bütün Çepnilileri bilgilendirelim, olayın içine çekelim dedik ve geniş tabanlı bir bilgilendirme toplantısı düzenledik. Çay bahçesi kıraathanesinde 31.07.1995’de yapılan yapılan bu toplantıya, vatandaşlar yanısıra, seçimlerde belediye başkan adayı olupta seçilemeyenlerde davet edildi.

Toplantıyı Sayın Osman Ünsal ve Wuppertal ÇÇYD adına Emsalettin Temel yönetti. Emsalettin Temel Wuppertal’de bulunan Çepni ve Çevresi Yardımlaşma Derneğinin faaliyetleri ve kasabamıza yaptığı katkıları anlattıktan sonra; kasabamızın içinde bulunduğu durum gereği bazı işlerin yapılmasını önerdiklerini ve bunların gerçekleştirilmesine katkı sunacaklarını ifade ederek, 02.03.1995 de Belediye Başkanlığı başta olmak üzere, encümen ağzaları, muhtarlar, dernek ve okul müdürlerine gönderdikleri raporu tekrar okudu. Rapordaki önerilerden okulların Isıtma Sistemi ve kilisenin restore işlerini öncelikli faaliyet olarak düşündüklerini ve çalışmalara da başladıklarını anlattı.

Sayın Osman Ünsal’da bu rapor doğrultusunda kilisenin konumunu ve önemini anlattıktan sonra buranın neden bir ”Çepni Müzesi” olarak kasabamıza kazandırılmasının gerekliliğini detaylı bir şekilde izah etti.

Toplantı değerlendirme, soru-cevap şeklinde çok olumlu geçti. Konuşmacılar, dinleyiciler herkes düşüncelerini söylediler. Vatandaşların desteğini ve heyecanını görünce bizlerinde umudu arttı. Kısaca toplantı amacına ulaşmıştı diyebiliriz.

Sıra projenin birici bölümünün son aşamasına gelmişti; belediye başkanının projenin resmi aşamasını üstlenmesi.

Ertesi gün Sayın Osman Ünsal ve Emsalettin Temel olarak Belediye Başkanı Sayın Timur Aydoğan’ı makamında ziyaret ettik.

İçeri girdiğimizde Başkan ve Mehmet Alkan oturuyorlardı. (Mehmet Alkan konuşmalar süresince oturdu, bizi dinledi; bizde özel işimiz var diyemedik.)

Sayın Osman Ünsal toplantıdaki olumlu havadan başlayarak, bizlerin bugüne kadar neler yaptığımızı bütün detayları ile tekrar anlattı ve yapılanların tek amacının belediyemizin işlerini kolaylaştırmak olduğunu ifade etti. Bu çalışmalardan dolayı belediyemize herhangi bir maddi yük gelmeyeceğini, işin bu tarafını bizlerin halledeceğini anlattı.

Ve belediyemizin bundan sonra neleri yapması gerektiğini (resmi girişimler, yazışmalar v.s.) izah ederek, bizlerinde her zaman desteğe hazır olacağımızı söyledi.

Bu kısa ve öz anlatımdan sonra Sayın Başkan sözü aldı, ve masaya vurarak kendisinin herşeyi bildiğini, bizim boş yere uğraştığımızı, müsaade ve onayı olmadan kimsenin Çepni’de bir şey yapamıyacağını ve buna müsaade etmeyeceğini… anlatırken Osman Ünsal araya girip, masaya vurarak anlatmamasını rica etti. Sohbetin havası birden değişmişti; Başkan, adeta kavga edercesine konuşuyordu.

Ve son cümleleri:

Başkan:

”Bana bakın, birgün sabahleyin kalkarsınız kiliseyi yerle bir bulursunuz”.

Osman Ünsal:

”Bu nasıl olacak Timur Bey”.

Başkan:

”Gece traktörün teknesini takar yerle bir ederim”.

Osman Ünsal :

”Bu son sözün mü Timur Bey”.

Başkan:

”Evet”.

Diyalog kelime kelimesine böyleydi. Bu korkunç birşeydi.

Ben şaşırmış Osman Ünsal’a bakıyorum, o bana bakıyor.

Göz göze gelince, mesele hallolmuş gibi ikimizde birden kalktık ve ayakta Osman Ünsal son olarak Başkana:

” Mağdem böyle Timur Bey, eğer o kiliseye bir şey olursa bunun tek sorumlusu sensin. Buna bende, Emsalettin’de ve şu oturan befendi de şahit.” dedi.

Ve odayı terkettik. İşin gerçeği ikimizde şok içindeydik. Biraz sustuk ”abi ne oluyor?” dedim. Osman abi ise ”Emsal bunu iyi tanırım yaparmı yapar. Yaparsa bütün ümütler yıkılır; en iyisi bu Çepninin başından gidinceye kadar bekleyelim” dedi.

SONUÇ…..

Sonunda ne mi oldu dostlar….Seçim geldi belediye başkanı adayları konuyu programlarına taşıdılar: Kilise müze yapılacak !… Timur Aydoğan seçilemedi yerine gelen Sayın Mehmet Uralın’ın seçim bildirisi yok ama onun gündemindede kilise-müze olduğunu biliyoruz..Beş yıl geçti, yok. Sonra Öğretmen Sayın Hüseyin Erdal: Sevgili Dostlarım, diye başlayan 22.01.2004 tarihli Wuppertal ÇÇYD’ne gönderdiği seçim bildirgesinin, C- Eğitim ve Kültürel Faaliyetler başlığı altında 4. Madde: ”Kilise kesin düzenlenecek ve müze haline gelecek.” dedi, beş yıl kaldı aynısı; yok (keşke ”kesin” kelimesini kullanmasaydı)

Sayın Hüseyin Erdal’dan sonra 2009 da seçilen emekli subay Sayın Hurşit İmren’de programına yazmamasına rağmen; eski başkanın kilse konusunda bir şey yapmadığını eleştirerek, Ankara ile görüştüğünü falan ifade ederek, gerekli çalışmaları başlatacağını söylemiştir… Dört yıl geçti, ne oldu; hiç…

YIL 2013. Seçime bir yıl kaldı.

Girişimlerin başlamasından 18 (onsekiz) yıl geçti.

Üç belediye başkanı kiliseye değil, o tarihi esere sıkılmadan bakarak görev yaptı, yapıyor.

Ve bizim AYDIN Çepnili hemşehrilerimiz !

Yapılan çalışmalar değil beyler heba olan; ÇEPNİNİN GEÇMİŞİ VE GELECEĞİ…

Bir not düşelim dedik…

E. Temel.