ÇEPNİ’DEN GÖÇLER
Mustafa Ural
(2010, Çepni Kasabası Sorunları ve Çözüm Önerileri Sempozyumu sunumu)
Göç…genelde bütün canlıların kaderi.
Mekan değiştirmekte diyebiliriz göçe.
Canlılar neden göç ederler ?
İnsanlar demiyoruz, canlılar diyoruz, çünkü öyle bir şeyden bahsediyoruz ki ortak nokta aynı.
Yaşamak için; ekonomik olarak en iyi toprakları aramak ve keşfetmek, sosyal huzur için en iyi ortamla, insanlarla buluşmak ve onlarla paylaşmak.
Özlemlere, hayallere, rüyalara, kaybedilenlere kavuşmanın adı da diyebiliriz belki…
Eni-boyu-çapı-yönü belli ve hiç değişmeyen yer küremizde hareket edebilen canlı ve cansız her şey durmak bilmemiş… inadına ordan oraya koşturmuş durmuş.
Velhasıl, bizimkilerde bunun bir parçası… Çepnililer. Ortaasya’lardan çık, oraya nerden gelmişler bilmiyoruz, Anadolu’yu mekan tut. Her biri bir tarafa dağılmış; birazı da, işte bizim oralara gelmiş konaklamış…
Ve yeni arayış; daha iyi bir ekonomik yaşam, daha iyi ve değişik sosyal çevre derken ver elini Almanya, Fransa, Avusturya, velhasıl Avrupa, Amerika, Avusturalya…
Evet dostlar bu öyle bir hikayedir ki, üzerine romanlar, şiirler, oyunlar yazılmış beyaz perdelere yansıtılmış…
Biz burada göçün bu kısmını ele almayacağız. Sağdece göçün Çepni üzerindeki etkilerini, nereye neden göç edildiği, göç edenlerin Çepniyle bağlantılarının sosyal ve ekonomik boyutunu, gittikleri yerlerdeki yaşamlarını içeren küçük ve de anlamlı bir çalışmayı sunacağız.
2010 yılında kasabamızda yaptığımız ‘‘Çepni Kasabasının Sorunları ve Çözüm Önerileri’ adlı sempozyumda, Wuppertal’deki derneğimizin o zamanki başkanı, öğretmen sayın Mustafa Ural’ın hazırlamış olduğu sunumu sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Bu çalışma da birçok şey; genellikle yurt dışında yaşayan Çepnili’lerin ekonomik katkıları ve günümüze etkileri görülecektir.
Günümüzde dahi tartışmalara konu olan yurt dışı -göçmen- Çepnililer ne yapmış bakalım…
Göç:ekonomik, siyasi, ekolojik veya bireysel nedenlerle, bir yerden başka bir yere yapılan kısa, orta veya uzun vadeli geriye dönüş veya sürekli yerleşim hedefi güden coğrafik, toplumsal ve kültürel bir yer değiştirme hareketidir”
Göç, ister ülke sınırları içerisinde, ister siyasi sınırları aşmak suretiyle olsun, yaşanan bölgenin olumsuz koşullarından kaçmak veya gidilecek yerin avantajlarından yararlanmak amacıyla yapılmaktadır.
Kasabamızdan yapılan göçlerin nedenleri?
-
Ekonomik refaha ulaşmak (Daha iyi bir yaşam)
-
Eğitim olanağı
-
Aile birleştirimi
1950 yılından sonra tarımda makineleşme ile birlikte kırdan kentlere bir göç dalgası yaşanmıştır. Yaşanan bu gelişmeler sadece iç göç sürecini başlatmamış diğer ülkelerin istihdam ve göç politikalarıyla birleşerek uluslararası göç sürecini de başlatmıştır. Türkiye’nin bu dönemdeki işgücüne Almanya, Hollanda, Fransa başta olmak üzere ekonomik olarak atılıma geçen birçok Avrupa ülkesi talip olmuştur.
Türk işgücünün yurt dışı göç süreci yaklaşık 50 yıl önce başlamış, bu süreçte önemli değişimler ve gelişmeler meydana gelmiştir. Başlangıçta, yalnızca işgücünün göçü olarak başlayan bu süreç, daha sonra aile birleştirmesi, üçüncü kuşakların da katılımıyla dinamik bir gelişim göstermiştir. Doğal olarak yurt dışındaki Türkler bu dinamik gelişimlerini yaşadıkları toplumlara ekonomik, sosyal ve kültürel katkılarıyla da yansıtmışlardır.
Göç hareketi 1960 askeri müdahalesinden sonra baş gösteren ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve döviz darlığı gibi etkenleri ortadan kaldırmak için düşünülen demografik çözüm olarak ortaya çıkmıştır.
Türkiye’den dışarıya düzenli işçi göçü Ekim 1961’de Türkiye ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında yapılan bir anlaşma ile başlamıştır.
1964’te Hollanda, Belçika ve Avusturya,
1965’te Fransa
1967’de İsveç ile anlaşma imzalanmış ve böylece Avrupa‟ya
yönelik Türk göçü başlamıştır.
Kasabamızdan ilk işgücü göçü Almanya’ya 1963 de başlamıştır.
Almanya’ya işçi göçünün ilk dönem için temel belirleyici özelliği, çoğunlukla kişilerin ailelerini geride bırakarak tek başlarına, bir gelir elde ederek tasarruf yapmak amacıyla gitmesidir. Bu gidişin geçici bir süreliğine ve yeterli para biriktirildikten sonra geri dönüleceği düşüncesiyle gerçekleştirilmiş olması bu düşünceyi göstermektedir.
1973 deEkonomik Kriz, Yabancı işçi alımının durdurulması, “Turist” (illegal) göçmenlere yasal bir statü kazandırılması, Ailelerin birleştirilmesi, Çocuk paraları Avrupa ülkelerindeki yabancı işgücünün „geçici değil „kalıcı olduğu bu şekilde anlaşıldıktan sonra bu göçmenlerin sosyal haklarının tanınması gündeme gelmiştir. Bunun sonucunda, Türkiye ile ikili anlaşmalar imzalamış olan Avrupa devletleri bu sosyal güvenlik anlaşmaları çerçevesinde yabancı işçilerin sağlık, bakım, iş kazaları, sakatlık, ölüm hallerinde sosyal sigorta kapsamına almış, onlara da doğum ve çocuk yardımı, işsizlik ve emeklilik hakları gibi haklar tanımıştır
1990’lı yıllar: Yabancılar Yasası, Yabancıların kimlik kazanması, Artan yabancı düşmanlığı, Etnik işletmelerin yaygınlaşması, Etnik ve dinsel derneklerin yaygınlık kazanması, Siyasal hakların istenmesi
2000’li yıllar: İslamofobi, Euro –Türkler, Göç yasası, Entegrasyon çalışmaları: Yaşanan bu süreçlerin her bir aşamasında Türkiye’den Almanya’ya göç eden göçmenler dil bilmeme sonucu iletişimsizlik, kentlileşme, yabancılaşma, gettolaşma, yabancı düşmanlığı,daha sonraki nesillerde kimlik bunalımı ve uyum (entegrasyon) gibi pek çok toplumsal sorunla karşı karşıya kalmışlar ve kalmaktadırlar.
Avrupa’da Türklerin yerleşik olmasnda etkili faktörler:
Geri dönenlerinTürkiye’de yaşadıkları olumsuzluklar
- Çocukların eğitimi
- Türkiyede yaşam ve iş kurmak için gereken birikimin sağlanamamış olması
- Türkiye’ye karşı artan oranda kültürel ve sosyal yabancılaşmadır.
- Türkiye’ye mekansal uzaklığı kısaltan teknolojik ilerleme ve
özellikle telekomünikasyon alanındaki gelişmeler özellikle Almanya
daki Türklere, göçün ilk yıllarında gecikmeli olarak ulaşan Türkiye
gündemini eş zamanlı olarak takip etme imkanını sağlamıştır.
2000 de dernek binasının alınması:
Almanya’daki Çepnililer | ||
Şehir | Hane Sayısı | Yaşayanlar |
Wuppertal | 210 | 780 |
Münih | 47 | 125 |
Augsburg | 7 | 22 |
Memmingen | 1 | 3 |
Landsberg | 16 | 55 |
Weılheim | 2 | 6 |
Frıdrichshafen | 1 | 4 |
Ravensburg | 6 | 21 |
Aalen | 2 | 7 |
Darmstadt | 1 | 3 |
Mannheım | 1 | 3 |
Frankfurt | 8 | 25 |
Köln | 8 | 22 |
Gladbach | 62 | 115 |
Duisburg | 8 | 23 |
Dormagen | 8 | 27 |
Herne | 2 | 7 |
Gesenkirchen | 1 | 3 |
Unna | 2 | 6 |
Bielfeld | 3 | 8 |
Braunschweıg | 10 | 35 |
Rheda | 12 | 34 |
Berlin | 31 | 99 |
Hamburg | 18 | 61 |
Bremen | 2 | 7 |
Almanya toplam: ………………1501 | ||
Diğer ülkelerdeki nüfus: | ||
Avusturya | 23 | 73 |
İsviçre | 2 | 4 |
Belçika | 3 | 9 |
Fransa | 5 | 16 |
Hollanda | 48 | 155 |
Norveç | 10 | 24 |
Danimarka | 5 | 16 |
Avrupa’da yaşayan Çepnili sayısı : 1798 kişi | ||
Göçün sonuçları:
a) Kültür şoku:
Nedenleri:
1) Kırsal kesimden sanayileşmiş, şehirleşmiş ortama geçiş
2) Yetersiz eğitim
3) Farklı kültür ortamı
Sonuçları: Göçmenler;
a) Kendi kabuklarına çekilme
b) Etnik gruplar oluşturma
c) Eğitim ve meslek eğitimi
4) Geri dönüş: Geri dönüşte en kötü etkilenen çocuklardır. Çocuklar yoğun bir şekilde dil problemi, adaptasyon sorunu ve eğitimlerini sürdürmede zorluklar yaşıyorlar.
5)Asimilasyon
a) Kimlik sorunu: Entegrasyon mu? Adaptasyon mu? Türkiye ile Almanya arasındaki en büyük anlaşmazlık budur. Almanlar entegrasyonu, Türkler adaptasyonu istemektedir.
b) Çok kültürlülük: Yabancı düşmanlığı: Gençler dışlanmakta, toplumsal olayların içine alınmamaktadırlar. Ananevi kültürel değerler, bu yüzden yapay şekilde yaşanmaktadır. Almanya’da 1970’ten sonra en kalabalık etnik grup haline gelen Türkleri 1980’den sonra yayılan yabancı düşmanlığının ana hedeflerinden biri haline getirdi.
1990’dan sonra bu düşmanlık ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. 1991 ve 1993 yıllarında Almanya’nın Mölln ve Solingen kentlerinde sekiz Türk vatandaşı kundaklama sonucu hayatını yitirmiştir.
c) Değişen aile yapısı: Ebeveynlerinden biri ya da ikisi göçmüş,
çocuklar büyükanne-büyükbaba yanında kalmışlardır. Daha sonra çocuk yardımı alabilmek için çocuklar da götürülmüştür. Bazen de baba çalışmaya devam etmekte, anne ve çocukları Türkiye’ye yollamakta ve çocuklarının Türkiye’de eğitimlerine devam etmesini istemektedir.Günümüz Avrupa’sı heterojen bir yapıya sahiptir. Göçmenler ise çok yönlü kimlikler oluşturmaktadırlar.
6) Ekonomik problemler: İşsizlik ve meslek edinme sorunları
Göçün kasabamız için sonuçları
Psikolojik açıdan: ayrılık acısı, kök ve bağlarını kaybetmek, yalnızlık,
yabancı olma, içe kapanma, vatan özlemi, iş kazaları, sosyal-psikolojik rahatsızlıklar
Sosyolojik açıdan: aile parçalanması, yeni statülerin oluşması, Almancı kavramı, dilde değişim, adet ve törelerin değişimi, giyim kuşamda değişim, Avrupa yaşam biçimi ve eğitim olanaklarından yararlanma
Demografik olarak: Nufusun azalması
Ekonomik olarak: Yurt dışındaki, özellikle Avrupa ülkelerindeki; ağırlık olarakta Almanya’da yaşayan Çepnililerin kasabamıza yatırmlrı yadsınamaz. Çepni Yem Fabrikası gibi bir yatırımın gerçekleştirilmesi kasabamız için bir yüz akıdır. <vatandaşın yatırdığı meblağ kesin bilinmemekle beraber yüz binlerce marktan sözedebiliriz. Ne yazıkki sürecin iyi idare edilememesi ve idarecilerimizin ekonomik ve yatırım bilgisinden yoksun olmaları sonucu fabrikadaki kasabalının hisseleri heba olmuş sıfırlanmıştır.
Avrupadaki vatandaşlarımızın diğer katkılarını da aşağıda sizlerin bilgisine ve takdirine sunuyoruz.
Almanya’da yaşayan Çepnililerin yaptığı bağışlar | ||
Yıl | Niçin | Miktarı |
otobüs, kamyon ve kepçe | 59.000 DM | |
1985 | yol yapımı | 35.000 DM |
1985 | mezarlık | 10.140 DM |
1985 | itfaiye | 100 DM |
1985 | dere mahalle köprüsü | 10.500 DM |
1985 | Eşikli köyü | 500 DM |
1985 | fidanlık | 3.500 DM |
1985 | karakolun duvarı | 1.000 DM |
1986 | cankurtaran | 30.000 DM |
1987 | Küpeli köyü | 100 DM |
1987 | Çat köyü | 400 DM |
1987 | kişilere bağış | 1.400 DM |
1987 | spor ve düğün salonu | 9.350 DM |
1988 | Inkışla köyü | 250 DM |
1988 | lise ve ilkökula | 1.500 DM |
1988 | kişilere bağış | 1.600 DM |
1989 | kepçe alımı | 51.500 DM |
1990 | ilkokulun tuvaleti | 8.000 DM |
1990 | camiye morg inşaası | 3.000 DM |
1990 | kişilere bağış | 7.000 DM |
1991 | cami derneği | 1.000 DM |
1991 | çevre köy okullarına | 1.500 DM |
1991 | kişilere bağış | 1.300 DM |
1992 | Erzincan depremi | 8.000 DM |
1993 | kişilere bağış | 4.000 DM |
1994 | kişilere bağış | 1.500 DM |
1995 | Mehmetcik Vakfı | 6.000 DM |
1995 | ilkokul kalorifer tesisatı | 19.800 DM |
1996 | ortaokul kalorifer tesisatı | 12.000 DM |
1997 | kişilere bağış | 3.800 DM |
1999 | ilkokula bilgisayar alımı | 3.000 DM |
1999 | sağlık ocağı tahlil cihazı | 7.000 DM |
2000 | kişilere bağış | 500 DM |
2001 | kalp grafiği cihazı | 6.000 DM |
2001 | ağaçlandırma | 47.000 DM |
2003 | kişilere bağış | 1.500 DM |
2008 | ağaçlandırma | 6.000 DM |
2008 yılına kadar yapılan yardım:…………..335.400 DM | ||
veya yaklaşık 170.000 € | ||