ŞİİR….Çatal Kapı / CAHİDE ÖZER

 Çepni, ne kadar da bereketli toprağı varmış bu ellerin; yazarları, ressamları, heykeltraşları, şairleri…Ve, yeni bir halka daha eklendi bu gurur listemize; bir şair daha…

 

Ne vakit görsem bir çatal kapı

tenimde hep bir eylül sabahı

çömelivermiş bir kız kapı dibinde

koynunda kenetli kolları üşür

mırıldanır bir kedi yanı başında

kısık gözlerle tor top büzülür

oynaşırken güz günü ışıkla gölge

çocukluğum o kapı önünde

hala üşümekte

CAHİDE ÖZER…

 Genç, dinamik, umut dolu, yarınların büyük şairliğine namzet; şiirini insanlarla buluşturan, Çepni’nin ilk kadın şairi…

”EN KOYU MAVİSİYDİN DENİZİN”

adlı şiir kitabını 1 Mart 2014’de, şiir sevenlerin ve dostların katıldığı dinletide tanıttı bizlere.

Şiir duygudur derler ya; Cahide Özer’in mısralarında; arayış, bekleyiş; ümit, endişe, isyan… bazan küçük bir köy istasyonunda, bazan Anadolunun bozkırlarında, bazan Mitra ile Hazar sahillerinde. Apollon’la hesaplaşır, Medusa’nın yalnızlığını paylaşır, Bosna’da Acem diyarında arar sevdasını, umutlarını….

CAHİDE ÖZER, 1966’da Sivas’ın Çepni kasabasında doğdu. İlkokulu Türkiye’de okudu. 1980’de Hamburg’a geldi. Ortaokul ve liseyi Duisburg’da, üniversite eğitimini ise Bochum’da tamamladı. 1999’da Bochum Ruhr Üniversitesi’nde Alman ve Fransız Filolojisi / Dil Tarih ve Edebiyat Bölümü’nden lisansüstü yaparak mezun oldu. Ardından Dortmund Uluslararası Eğitim Merkezinde ( Internationales Bildungszentrum) ve Essen Babylon Eğitim Enstitüsü’nde Almanca dersleri verdi. 2001’den beri Lüdenscheid Adolf Reichwein Toplu Eğitim Okulunda Türkçe öğretmenliği yapıyor.

 

♦♦♦

 

sunu

yüreğimi sundum sana

esirgeme sevgini benden

ölümsüz sevdalar aşkına

bir kez yaşanır hayat

otuz kırk elli derken

tükenir gençlik

tükeniriz sen ve ben

temmuz sıcağında Çepni

Keh’den esen rüzgar aşkına

siper et gövdeme gövdeni

sev ! Rüsva eyleme beni

 …

.

yalnız gemi

turkuazlar ortasında

kala kaldım tek başıma

açıldı yelkenim lodosa

karayele poyraza

ne vakit demir atsam

ıssız bie adaya

amansız çarpar gövdem

kayalıklara

yangın yeridir yüreğim

bir avuç umut dök sönsün

açık denizlerde ada ol

yelkenim demir atsın

çok geç

solarken ömrümün renkleri

bir kış arifesinde

hüzünler büyütüyorum boy boy

tarifsiz acılar içinde

çiğ düştü düşlerime

kış uykusunda gençliğim

hazan çok erken geldi

sense çok geç

.

istasyon

trenler gelip geçti ömrümden

hiçbirine binmedim

anladımki yanlış bir trende

boşuna yol tepmişim

bir istasyondayım şimdi

ne geriye dönüş var

ne yeni bir kalkış

benim için artık

o tren çoktan kaçmış

trenler gelecek

trenler geçecek ömrümden

hiçbirine binmeyeceğim

bilirim vakit dar

her şeye rağmen

kaçırdığım treni bekleyeceğim

çatal kapılar

berraktır oralarda gök

deliksiz bir mavi

gölgeme basarken ben

toprak öylesine suskun

kıru sıcağa siner sessizlik

oracıkta tükürsen yere

kırsan belini başağın, sezilir

koyun koyunayken çiçekle

arının soluğu bile duyulur

ne vakit savrulur saçlarım

ne vakit gölgem sızar tabanlarımdan

denizi avuçlarcasına

maviye dokunur kavaklar

hışırtılarında kanat çırpıntıları

dağılır yeşile banmış kokular

yorgun gıcırtıların ardı sıra

açılır yavaşça çatal kapılar

kıpırtılar deler sessizliği

nal sesleri hızlı adımlar

biri girer biri çıkar

gezinir gözlerim o avluda

gözlerim çocukluğumu arar

kalakalmış oracıkta

çatal kapılar gün yanığı

arkasında tandır olur yürek

göz göz bazlama

tüter sap tükenir tezek

saplılarda hedik

güğümlerde pekmez

ambarlarda

buğdaysı bir nefes

ne vakit görsem bir çatal kapı

tenimde hep bir eylül sabahı

çömelivermiş bir kız kapı dibinde

koynunda kenetli kolları üşür

mırıldanır bir kedi yanı başında

kısık gözlerle tortop büzülür

oynaşırken güz günü ışıkla gölge

çocukluğum o kapı önünde

hălă üşümekte

en koyu mavisiyim denizin

eylüldün

bir sonun başlangıcı

en koyu mavisiydin denizin

kıyılardan uzak

görülmeyen kısmı buzulların

berekettin bir deltada

sıcak iklimlerin meyvesi

kuytusunda barındığım vadi

en eski şarap

çarkıkeyfimdin

unuttuğum bir şarkının efkarı

vakitler ötesinden gelen kokun

sahilde yüzüme vuran rüzgar

unutulmaz bir gecenin yalnızlığı

sen

en koyu mavisiydin denizin

.

Ve isyan;

 ……

ey ölüm

beni de bulacaksın ya

bulmasına

belki evde belki küvette

belki masa başında belki teneffüste

oğul bağrımda henüz

kapımı erken çalma

geleceksin şüphesiz

bilmem ne vakit

öyle bir gel ki

yăr koynundan alma

….

 

 

Dostlar, en iyisi mutlaka okuyun ve sizde kaybolun derim; DENİZİN EN KOYU MAVİSİNDE

 

Kazım Güzel (şair), Kemal Yalçın (yazar), Emsalettin Temel

 

 

Dağıtım: İstanbul: 2A, Alfa, Alkın, Artı, Bilgi, Cağaloğlu, D&R, Derya Dağıtım, Final, Paraf, Remzi, Say, Totem, Yelpaze.

Ankara: Işık Eğitim, İmge, Kıta, Ekinoks, Arkadaş kitapevi

İzmir: Erdoğanlar, Gema

 

 

 

Bir yanıt yazın