temel tarafından yazılmış tüm yazılar

ÇEPNİ KASABASI SORUNLARI ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SEMPOZYUMU

SEMPOZYUMUN NEDENİ

Anadolu’nun birTürk yurdu haline gelmesinde en önemli rolü oynamış boylardan biri Çepnililer’dir. 1200’lü yıllarda Anadolu’da birçok bölgeye yayılan Çepnililer’in bir kısmı da bizim kasabamıza yerleşmişlerdir.

O tarihten sonra her geçen gün büyüyen Çepni kasabası 1960’lı yıllarda elektriğin gelmesi, ortaokul ve lise eğitiminin yapılması, makineli tarımın hız kazanması ile 1970 -1980’li yıllarda en görkemli dönemini yaşamıştır.

Diğer taraftan yine 1960’lı yıllarda orta öğretimin kasaba da tamamlanması ve yurt dışına çalışma yollarının açılması ile hem yurt içine yüksek öğretim için, hem de yurt dışına çalışmak çin göçler başlamıştır.

Bu göçler Çepni nüfusunu o kadar geriletmiştir ki, bırakın orta öğretimi, o ünlü ”Çepni İlkokulu” kapanma noktasına gelmiştir. Hatta yasal olarak kasabamız ”köy” statüsüne geçmiştir.
Nüfusun sürekli azalması sorunlarında artmasına neden olmuştur. Ancak diğer taraftan, HER YERDEKİ TÜM ÇEPNİLİLERİN ellerini taşın altına koyma gerekliliğini de ortaya çıkartmıştır.

İşte bu sempozyumda başta kasabamızın içndekiler olmak üzere, yurt içindeki ve dışındaki tüm Çepniller’in bir araya gelerek, bulundukları ortamlarda kasabanın önemli sorunlarını bilimsel bir ortamda tatışmaları ve çözüm önerileri üretmeleri amaçlanmıştır.

T.C.
Gemerek İlçesi
Çepni Belediye Başkanlığı

Değeli Hemşerilerim,

Çepni, cumhuriyetin temelinin atıldığı Sivas’ta, cumhuriyetin aydınlık yüzünün sembolüdür. Çepnili olmak bir onurdur. Herkesin sahip olmak istediği bir ayrıcalıktır.
Dünya değişiyor.
Türkiye’miz değişiyor.
Elbette Çepni’mizdedeğişiyor ve değişmelidir de.
Bu değişim sosyal, kültürel, ekonomik; yani her alanda olmalı.
İçinde yaşadğimiz şartlar artık, kasabamızın sorunlarını seçimden seçime gündeme getürip çözüm arama yerine; uzun vadeli kesintiye uğramayam ve bilimsel temellere oturan bir değişim ve gelişim politikası uygulamamızı zorunlu kılmaktadır.
Bu temelde, 28 – 29 temmuz da kasabamızda kapsamlı bir sempozyum yapacağız.
Bu sempozyumda ” Sempozyumun Nedeni” başliğı altında işaret etttiğimiz gibi belediyemizi, beldemizi ilgilendiren, ilgilendirecek olan bütün konuları bilimsel olara tartışacak, gelişim ve değişimin, söylemden eyleme geçiş yollarını tesbite çalışacağız.
Gündemimize aldığımız konularda kasabamızın yetiştirdiği aydınlarımızın katılımve sunumlarını bekliyoruz.
Çağdaş yönetim ortak akılla yönetimdir.Bu nedenle, Çepni ile ilgili konularda karar alırken tüm hemşerilerimin katkısına ihtiyaç duymaktayım.
Unumayalım ki bizler, nereye gidersek gidelim, nerede nasıl yaşarsak yaşayalım, dün Çepniliydik, bugün Çepniliyiz, yarın da Çepnili olacağiz ve kalacağız.

Saygılarımla.

Hurşit İmren
Çepni Belediye Başkanı

Sempozyum öncesi hazırlık çalışmaları:

Böyle bir sempozyomun ön hazırlık çalışmalarıda içerik kadar önemlidir. Arkadaşlar, özellikle Yusuf Yıldırım, Hasan Karabulut ve Ferit Taşdemir’in emeklerini burada belirtmeliyiz.
Aşağıda o çalışmaların fotoğraflarını göreceksiniz.

SEMPOZYUM
Açılış konuşması: Prof.Dr. Muzaffer Yücel ( Çukurova Üniversitesi )

Adnan Tezcan (Gemerek Kaymakamı)

  1. Oturum: 28 Temmuz 2010
    Oturum başkanı: Prof. Dr. Muzaffer Yücel

Ferit Taşdemir ( Tarihci ): Çepni Kasabası Tarihi.

Mehmet Yıldırım ( Ziraat Yüksek Müh. ): Çepni Etnografya Galerisi

Sabit İmren ( Turizm Rehberi ): Tanıtım ve Turizm

  1. Oturum
    Oturum başkanı: Ali Körpınar

Erdin Fırat ( Öğretmen ): Çepni’nin Sosyal Yapısı ve Değişimi.

Mustafa Ural ( Öğretmen ): Çepni’den Yurt İçi ve Yurt Dışı Göçler.

Niyazi Doğan ( Öğretmen ) : Eğitim Sorunları

Çimen Özden( Öğretmen ): Eğitim Sorunları

3.Oturum
Oturum başkanı: Emrah Pınarbaşı

Prof. Muzaffer Yücel: Çepni ve Çevre Sorunların

Satılmış Başkavak ( Sendikacı ): Hidroelektrik Santralı ( HES ) ve Etkileri

Ömer Kılıç ( Çepni Bel. Fen Memuru ): Çepni’nin Altyapı Sorunların

Mehmet Yıldırım ( Ziraat Yüsek Müh.): Tarımsal Sorunlsrımızve Organik Tarım.

  1. Oturum / 29. Temmz 201
    Oturum başkanı: Mehmet Yıldırım

İsmet Yılmaz (Orman Yüksek Müh.): Ormancılık ve Ağaçlandırma, İklim Değişikliği, Sel ve Taşkınlar.

Doç. Dr. Orkun Demiral ( Kayseri Üniversitesi ): Çepni’ ve Çevresinde Hayvancılık

5.Oturum
Oturum başkanı: Emsalettin Temel
Zerener Dumlupınar
Emsalettin Temel ( Öğretmen ): Sempozyumun analizi.

Hurşit İmren ( Belediye Başkanı ) : Çepni Belediyesinin Plan ve Programları.

KAPANIŞ konuşması: Prof. Dr. Muzaffer Yücel

ÇEPNİ KASABASI SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SEMPOZYUMU
28-29 Temmuz 2010, ÇEPNİ

SONUÇ BİLDİRGESİ

1- Çepni tarihi ile ilgili ayrıntılı araştırmalar yapılarak kasabanın tarihi değeri ve geçmişi ortaya konulmalıdır.
2- Çepni Kasabasının tarihi, kültürel ve sanatsal değerini ortaya koymak, sergilemek ve gelecek kuşaklara aktarmak için bir Etnografya Galerisi yapılmalıdır.
3- Kasabanın tarihi ve turizm potansiyeli uzmanlar tarafından değerlendirilerek çevre yerleşimlerle birlikte bir “turizm bölgesi, cazibe merkezi” ilan edilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
4- Kasaba insanının sosyal ilgileri ve ilişkileri artırılmalıdır. Ayrıca kasaba insanı özellikle tarım ve hayvancılık konusunda kasabanın yetişmiş insanlarıyla gerek yüz yüze gerek sanal ortamda haberdar edilmeli, irtibat sağlanmalıdır.
5- 1800 Çepnili yurtdışında yaşamaktadır. Bunların 1500’ü Almanya’da yaşamaktadır. Yurtdışı göçleri kasabaya ekonomik artı sağlamakla birlikte nüfus açısından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Yurtdışındaki emeklilerimizin Çepni’ye yerleşmesi konusunda çaba gösterilmelidir.
6- Eğitim alanında nitelikten çok nicelik ile ilgili sorun yaşanmaktadır. Bu sorunun çözümünde idare, öğretmen, öğrenci ve veli arasında uyum sağlanmalı herkes sorumluluk alıp üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
7- Çepni’de çevre sorunları yönünden özellikle temiz ve yeterli su kullanımı sağlanması ve tarım topraklarını koruyucu önlemlerin alınması için kamu kurumlarından gerekli destekler sağlanmalıdır.
8- HES’in tarımsal sulamada olumsuz etkileri olacağı, ekolojik dengeyi bozacağı tespit edilmiştir. HES konusunda çiftçilerimiz bilinçlendirilmeli, örgütlenmesi, yasal haklarını aramaları sağlanmalıdır.
9- Arıtma tesisi projesi ve kanalizasyon şebekesi yenilenmesi için İller Bankasına yetki verilmiş ve programa alındığı bildirilmiştir. Bu konunun hızlandırılması için girişimlerde bulunulmalıdır.
10- Kaynak kullanımı konusunda yetersizlik olduğu, sulama yönteminin değiştirilmesi (damlama) gerektiği, meraların korunması-ıslah edilmesi gerektiği bilinmekle birlikte daha çok bilgilendirme çalışması yapılmalıdır ve Çepni’de organik tarıma geçilmelidir.
11- Küresel ısınmanın etkilerinin azaltılması açısından ekolojik dengenin korunması, ağaçlandırma çalışmalarına ve erozyon kontrolüne ağırlık verilmelidir. Kültürel değerlerin korunması için Kaya bölgesinde arkeolojik çalışmalar yapılmalıdır.
12- Kasabada hayvancılık konusunda (büyükbaş-küçükbaş) suni tohumlama yöntemine geçilmeli, ekonomik hayvancılığın ölçütü en az yirmi büyükbaş hayvan olmalı ve hayvan barınakları gerekli uygun koşullara kavuşturulmalıdır.

Düzenleme Kurulu

G.H.V. ÇEPNİ VE ÇEVRESİ YARDIMLAŞMA DERNEĞİ / WUPPERTAL

GHV

Çepni ve Çevresi Yardımlaşma Derneği

Wuppertal

Almanya’ya göçlerin 1960’larda başladığı kabul edilir. Dolayısıle Çepnililer’in de ilk yurt dışı maceraları bu tarihlere kadar uzanır.
İlk gelenlere ”birinci kuşak” diyoruz. ”İkinci kuşak” ise, 1970’lerin sonları ve 1980’ler de gelenlerdir ki bunlar genelde eş durumundan dolayı gelmişlerdir. Eş durmu dediğimiz ”işçi ailesi” demektir.Bunların pasaportlarına Türkiye’de ilginç mühürler vurulurdu. Bir çoğunda ”geçimini dışardan teğmin etmiştir ” mührü vardı. Yine ” ev erkeği ” mühürleride vuruluyordu…


Bu ikinci göç dalgasıyla Wuppertal’de Çepnili sayısı ikiye katlandı ve arkasından çoluk çocuk derken 125 haneli ve yaklaşık 780 nüfuslu bir kitle oluştu. Elbette bu akın veya göç diyelim, yalnız Wuppetal’le sınırlı değil, Almanya’nın her tarafına, Avrupa’nın diğer ülkelerinede yöneldi.
Burada bizim ağırlık olarak üzerinde duracağımız merkez Wuppertal. Merkez demek yanlış olmaz, çünkü yurt dışındaki Çepnililer’in ağırlık olarak yaşadığı ve Çepni ile ilgili olayların koordine edildiği yer burasıdır.
Bu yığılma doğal olarak insanlarda, daha iyi organize olma, bir yerde toplanıp konuşma ve birbirlerine sahip çıkma, kollama isteğini duygusunu da getiriyor. İşte derneğimiz de, 1981’de bu sürecin sonucunda kurulmuştur.
8 Kasım 1981’de Ercihan Erdal başkanlığında, Hilmi Sazak ikinci başkan, Emsalettin Temel sekreter, Nazif Yıldırım üye, (diğer arkadaşları hatırlayamadım ) dernek kuruluşu için yaptıkları başvuru, 6 Ocak 1982’de mahkemece onaylandı ve GHV ( Gegenseitiger Hilfe Vereın e.v. ) Karşılıklı Yardımlaşma Derneği resmen kurulmuş oldu. Yer, Wülfratherstr. 14 a, 42105 Wuppertal.

Eski dernek, Wülfratherstr. 14 a

Yer tutulmadan önce, ”Malatyalıların Kahvesi”nde ki Çepnililer’le yapılan toplantı da sekreter E. Temel derneğin niçin kurulduğunu ve hedeflerin ne olduğunu içeren ”kuruluş bildirisini” okudu.

Böylece derneğimiz yurt dışı ilk Çepni derneği olarak faaliyetlerine başlamış oldu.
Büyük bir heyecan ve benimseme duygusu ile başlayan dernek çalışmalarımız da, 1983 sonunda bir gelişme yaşandı. Dernek başkanı, GHV’ne ait bütün dosyaları sekreter E. Temel’e vererek, GHV’nin kapatıldığını, burasının kendisine ait olduğunu söyleyerek, ” Çepnililer nerde isterlerse orda derneklerini kurabilirler ” dedi.
Bu, 1982′ de kurulan Çepni’ye ait GHV’nin kapatılmasıydı.
Ama yapılanların etik ve yasal olmamasından dolayı, yapılan yasal itirazlar sonucu GHV tekrar yerini alarak, tüzüğünün geçerliliğini ibraz ettirmiş; 23 Ocak 1984’de de yaptığı olağanüstü genel kurulla yeni yönetimini seçmiştir.Yani Çepni ve Çevresi Yardımlaşma Derneği iki defa kurulmuştur ve bugünkü derneğin gerçekte kuruluş tarihi ocak 1984’tür. Seçilen yönetim kurulunun bu olaylardan çıkardığı ders, derneğin bugünlere gelmesin sağlamıştır.
1990 yıllarında mevcut derneğin mekan olarak çalışmalara, değişik aktivitelere yetersizliği görülmüştü. Artık Çepnililerin kendi yerlerini alıp derneksel çalışmalrını orada yapmasının zamanı gelmişti. Çepnililer bunu da başardı. 1992’de 1999 yılına kadar verdiği kararlı ve tutarlı çalışmalar sonucu bugünkü yerimiz mülkiyeti ile alındı

Derneğimizin bir buluşma ve boş zamanları geçirme mekanı olmasının yanısıra asıl amacı; buradaki insanlarımızın eylemsel birlikteliğini sağlamak ve onların hem sorunlarının çözümü, hem de bilgi düzeylerinin gelişimi konusunda çalışmalar yapmak olmuştur. Bu çalışmalardan bazıları:

Dergi çalışmaları

Çepni derneğinin adına, kimliğine ve bilgisine güvenerek ”DAYANIŞMA” adı ile ” Çepni ve Çevresi Yardımlaşma Derneği Bağimsız Yayın Organı” nı çıkarmaya başladı. Dernek çalışmalarının tanıtıldığı, güncel ve genel sorunların anlatıldığı, politik ve sosyal konuların analiz edildiği bir dergi… Son yıllarda çıkartılmıyor. Yönetim kurulları konuyu ciddi olarak tekrar değerlendirmelidir. Dergi, Çepni ve derneğin belgesidir.
Müzik çalışmaları: Dernek çatısı altında her dönem saz, folklör gibi geleneksel çalışmalar, kurslar yapılmıştır. Fakat ilk defa 1993 yılında dernekte üye eşlerinin, çocuklarının, dışardan da isteyenin katıldığı bir koro oluşturulmuştur.Wuppertal ve çevresinde şimdiye kadar kurulan tek ve büyük koro olarak gecelerimizde, değişik yerlerde gösteride bulunarak büyük taktir toplamıştır.

Seminerler ve tartışma günleri

Derneğimizin en önemli özelliklerinden biri çatısı altında her düşüncenin özgürce tartışılabildiğidir.Almanya’ya gelen yazarlarımız, bilim adamlarımız ağırlanmıştır , Prof. Dr. Erdal Ataberk, Fakir Baykurt, İnci Aral, Çetin Önal, Hilmi Yavuz, Prof. Dr. Ergün Aybars, Prof. Dr. Muzaffer Yücel gibi… Ayrıca yönetim kurullarımız da konusunda uzman doktorları davet ederek sağlık konferansları, eğitimcilerimizle de eğitim konferansları düzenlenmiştir.

Prof. Ergün Aybars

Konferans

‘ 21 Yüzyıl Türkiyesi ve Avrupa Birliği”
Hasan Fehmi Güneş
Doğu Perinçek
Prof. Dr. M. Tahir Hatipoğlu.

Prof. Dr. M. Tahir Hatipoğlu, Hasan Fehmi Güneş, Emsalettin Temel, Doğu Perinçek

19.03.2011 Dernek Gecesi, Baybars Uludağ

Dernek üyelerinin kumbara Gecesi,

KİLİSE ve CAMİ

Çepnimizin dününü simgeleyen tek eser 1800 yıllarında yapılmış olan kilisedir. Cami gibi kıyıma uğramamıştır. Bunun sebebi bir ”tarihi eser” olarak algılanması, korunması değil, ”kilise” olmasıdır. Yani dışlanmasıdır.

 

İnsanlar oraya ”kilise” gözüyle bakmış ve hiçbir değişim, tamirat yapmamış, kaderine terketmiştir.

”Medeni olmak nedir ? ” diye sorsak yüzlerce yanıt alırız.Yanıtların çoğu, verenin kültürel ve inançsal kabüllerine göre değişiklik göstersede, bazı kriterler vardır ki bunlar değişmez. Bu kriterler ”insanlığın ortak değerleri” dediğimiz şeylerdir. Bunlar belirli ırkın, inancın ve amacın gereği olarak gerçekleştirilmiş olsada; artık bunlar tarihsel süreç içinde yontulmuş ve yoğrulmuş, dünya insanlığının ortak kültür fenomenleri haline gelmiştir.Zaman faktörü, toplumsal değişim ve karışımlar onlara yeni bir kimlik kazandırmıştır. Bu eserlere bu evrensel kimlikleriyle bakmak ve koruyup yaşatmak gerekir.
İşte, Çepnimizdeki kilisenin de, günümüzdeki anlam ve değeri budur. Bu bakış ”Medeni olmak nedir?” sorusunun evrensel boyuttaki cevabıdır.
Çepnimizi bu çerçevede değerlendirdiğimiz zaman her birimiz, gereğini yapmamış, yapamamış olmanın mahcubiyetini hissederiz.
Adeta bir canlı gibi kendine bakanlara: ” Beni dışlamayın, ben Çepni’nin malıyım bana yardım edin. ” dercesine, Çepnilileri çağdaş bir tarih ve sorumluluk anlayışına davet etmektedir.

Bu çığlığa kulak verelim ve soralım:
” Ne yapmalıyım, ne yapmalıyız ? ” diye.
Herkes, her Çepnili, uzaktakiler yakındakiler; düşüncesini, görüş ve teklifini yazsın…
EVET, NE YAPMLIYIZ ?

CAMİ

Çepnimizin camisinin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı (bina olara) bilinmemektedir.

Çok değişik rivayetler anlatılır.Bina olarak yapım tarihinin belirsizliğinin yanısıra, duvarındaki kitabeden 1530 yıllarında Kızılkocaoğlu İsa Bey tarafından cami tadilatı yaptırıldığı anlaşılmaktadır.

Yani kilise olarak yapılmış ve sonradan da camiye çevrilmiştir.
O tarihlerde ikinci bir ibadethanenin varlığı konusunda elimizde herhengi bir şey yoktur.

Cami bina ve çevre olarak ne yazık ki orjinalliğini koruyamamıştır. Giriş kapısındaki taş kemeri içerde mihrap işlemeleri, Selçuklular zamanında yapılan kabartmalı, işlemeli cami kapısı ne yazıkki artık yok. Yok olmasının nedeni, sanattan, mimariden, tarih bilincinden bihaber, işgüzarlığı işyaparlık gibi anlayan cahil insanların sanat katliamıdır. Giriş kapısını o muhteşem taş kabartmalarını betonla sıvayıp üzerinide yeşille boyamanın adı sanat, tarihi eser katliamı değilde nedir?

 

 

 

Orjınal demiyelim ama camiye çevrilme dönemlerinden günümüze kalan tek bölün Selçuklu köşk minaresidir.